Bu Blogda Ara

geçmiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
geçmiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Aralık 2020 Cumartesi

PALYAÇO SÖYLEDİ BEN YAZDIM 2



 

Tam uykuya dalacakken “rezil olduğum anlar” vtr’si dönüyor, dönüyor bi’yerden komikte geliyor ama işin içinde kendim olduğu aklıma geldikçe garip bir telaş sarıyor beni. Hayır yani hangi akla hizmet, neden, nasıl öyle yaptım, dedim neyse iç muhasebemi dışa vurmamak için geldim zaten. Konu konuyu açar elbet diyerekten... Özlemenin lütuf olduğunu düşünüyorum şu sıralar. Önceleri üzücü bi’şeymiş gibi düşünüyordum. Şöyle baktım da, özlemeyi istememek, aklına geldiğinde tadını kaçıran bir hayattansa sonuna kadar özlem dolu yaşamak bana ümitli bi’işmiş gibi geliyor. İlla özlediğin bi’şeyler vardır senin de. Düşünsene, özlemek yerine kaçmak istediğini, hafızalardan silinmesini istediğini. Artık özlem duyduğumda üzülmeyi değil de heyecanlamayı öğrettim kendime. Peki ya, şarkılarla yaşadığın dönemi pekiştirmek nasıl bi’şeydir ya? “Aa bu şarkı Zonguldak işte!” “Sesi açsana, sene 2009 şu an bir saniye...” bu konuda tek olmadığıma o kadar eminim ki bütün hafızamı bunlarla dolduruyor olmaktan da pişman değilim ya neden olayım ki? Bir bakıyorum oturduğum yerden 8 yıl öncesine gidiyorum, böyle bi’hizmet var mı? Misler gibi işte. Özlemek lütuftur. Lütuftur özlemek. Ekmek banarım, bu cümleye. Umarım üzüleceğimiz değil de, özleyebileceğimiz bugünler yaşarız. (Tabii yaşanması mümkün değilse, ikinci ihtimaller. Fazla mı garanticiyim? Bunu da düşüneyim bir ara.)